Maliyetler Hayvancılık Sektörünü Tehdit Ediyor
Hayvancılık sektörü, Türkiye ekonomisi ve gıda güvenliği açısından stratejik bir öneme sahiptir. Ancak son yıllarda artan üretim maliyetleri, özellikle büyükbaş hayvan yetiştiricileri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Mersin İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nuri Demirbaş’ın açıklamaları, sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu makalede, et ve süt üretiminden yem fiyatlarındaki dalgalanmalara kadar sektörün temel sorunlarını derinlemesine inceleyeceğiz.
Büyükbaş Hayvancılıkta Artan Maliyetlerin Etkisi
Türkiye genelinde büyükbaş hayvancılıkla uğraşan üreticiler, artan yem, enerji ve iş gücü maliyetleri nedeniyle kârlılıklarını korumakta zorlanıyor. Nuri Demirbaş, yem fiyatlarındaki dalgalanmanın sektörü olumsuz etkilediğini vurgularken, maliyetlerdeki artışın en büyük nedenlerinden birinin döviz kuru dalgalanmaları olduğunu belirtiyor. Yem hammaddelerinin büyük bir kısmı ithal edildiğinden, dövizdeki her hareket, yem fiyatlarını doğrudan etkiliyor.
Yem Fiyatlarının Yükselmesinin Sebepleri:
- İthalata Bağımlılık: Türkiye’de yem üretiminde kullanılan soya, mısır ve kepek gibi hammaddeler genellikle ithal ediliyor.
- Döviz Kuru Dalgalanmaları: Döviz kurlarındaki artış, ithalat maliyetlerini artırıyor.
- İklim Değişikliği: Küresel iklim değişikliği, tarım ürünleri üretimini olumsuz etkileyerek yem hammaddelerinin fiyatını artırıyor.
Üretim ve Kârlılık Üzerindeki Etkiler
Yem maliyetlerinin toplam üretim maliyetleri içindeki payı %60-70 arasında değişiyor. Bu durum, büyükbaş hayvan yetiştiricilerini maliyet baskısı altında bırakırken, üretimden vazgeçen çiftçilerin sayısını artırıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan destekler ise üreticilerin maliyetlerini karşılamada yetersiz kalıyor.
Et ve Süt Sektöründe Kriz Kapıda
Maliyet artışlarının bir diğer yansıması da et ve süt sektörlerinde görülüyor. Artan üretim maliyetleri, tüketici fiyatlarına da yansıyor. Ancak bu durum, hem üreticiler hem de tüketiciler için bir açmaz yaratıyor.
Üreticilerin Sorunları: Artan maliyetler nedeniyle üreticiler ürünlerini zararına satmak zorunda kalıyor.
Tüketicilerin Sorunları: Yüksek fiyatlar, et ve süt tüketimini azaltarak gıda güvenliğini riske atıyor.
Denetimlerin Artırılması Gerekli
Nuri Demirbaş, özellikle süt fiyatlarındaki dengesizliklere dikkat çekerek, piyasadaki denetimlerin artırılması gerektiğini ifade ediyor. Süt fiyatlarının düzenlenmemesi, hem üretici hem de tüketici açısından büyük bir risk oluşturuyor.
Çözüm Önerileri
Hayvancılık sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak için bazı adımlar atılması gerekiyor:
- Yem İthalatının Azaltılması: Türkiye’nin yem hammaddeleri üretimini artıracak politikalar geliştirilmeli.
- Desteklerin Artırılması: Tarım ve hayvancılık destekleri, üreticinin maliyetlerini karşılayacak seviyeye çıkarılmalı.
- Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Et ve süt piyasasında fiyat dengesi sağlanmalı ve fırsatçılığın önüne geçilmeli.
- Enerji ve Girdi Maliyetlerinin Azaltılması: Çiftçiler için özel enerji tarifeleri uygulanmalı.
- Kooperatifleşme: Üreticilerin birlikte hareket etmesini sağlayacak kooperatif yapılar güçlendirilmeli.
Hayvancılık sektörü, Türkiye’nin tarım ekonomisi içinde kritik bir yere sahiptir. Ancak artan üretim maliyetleri, sektördeki birçok işletmeyi kapanma noktasına getirmiştir. Nuri Demirbaş’ın ifade ettiği gibi, yem fiyatlarındaki dalgalanmalar ve piyasadaki denetimsizlikler, acil müdahale gerektiren sorunlardır. Kamu ve özel sektörün iş birliğiyle alınacak tedbirler, hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyarak, sektörün sürdürülebilirliğini sağlayabilir.
Bu kriz, yalnızca hayvancılık sektörünü değil, Türkiye’nin gıda güvenliğini ve ekonomik istikrarını da tehdit etmektedir. Bu nedenle zaman kaybetmeden somut adımlar atılmalıdır.
Et Hayvancılığında Son Tüketiciye Etin Ulaştırılması İçin Çözümler
Et hayvancılığı, üretimden tüketiciye uzanan karmaşık bir tedarik zincirine sahiptir. Üretim maliyetlerinin artması ve lojistik süreçlerde yaşanan aksaklıklar, hem üreticileri hem de tüketicileri olumsuz etkiliyor. Etin son tüketiciye uygun fiyat ve kalitede ulaşması için kapsamlı çözümler geliştirilmesi gerekmektedir. Aşağıda bu süreçte karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri sıralanmıştır:
- Et Tedarik Zincirinin Güçlendirilmesi
Soğuk Zincir Sistemlerinin Yaygınlaştırılması: Etin üretimden satış noktasına kadar taze bir şekilde ulaşması için soğuk zincir sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Küçük üreticiler için bu sistemlere erişim kolaylaştırılmalı.
Lojistik Maliyetlerinin Azaltılması: Etin taşınmasında kullanılan lojistik altyapı modernize edilmeli, yakıt ve araç maliyetlerini düşürecek teşvikler sağlanmalıdır.
Kooperatif Lojistik Sistemleri: Küçük ve orta ölçekli üreticiler, lojistik maliyetleri düşürmek için kooperatif çatısı altında birleşebilir.
- Doğrudan Satış Kanallarının Geliştirilmesi
Üreticiden Tüketiciye Satış Modeli: Aracıların devreden çıkarılarak üreticiden doğrudan tüketiciye satış yapılabileceği platformlar oluşturulmalıdır.
E-ticaret Platformları: Üreticilerin et ürünlerini internet üzerinden doğrudan tüketiciye ulaştırmasını sağlayacak online satış platformları kurulabilir.
Yerel Pazarlar ve Mobil Satış Noktaları: Üreticiler için şehirlerde haftalık pazarlar veya mobil satış noktaları oluşturularak doğrudan satış teşvik edilebilir.
- Et Ürünlerinde Standartların Sağlanması
Kalite ve Hijyen Denetimleri: Etin güvenli bir şekilde tüketiciye ulaşması için çiftlikten sofraya her aşamada denetimler artırılmalıdır.
Sertifikasyon ve Etiketleme: Et ürünlerinde sertifikalı üretim yapılması ve menşe, üretim yöntemi gibi bilgilerin etiketlerde yer alması şeffaflığı artırır. Tüketici, aldığı ürünün kaynağını ve kalitesini bilir.
- Aracı Sayısının Azaltılması
Aracılar, üreticiden tüketiciye uzanan süreçte maliyetleri artıran en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle:
Kooperatifleşme ve Üretici Birlikleri: Üreticilerin birlik çatısı altında birleşerek toplu satış yapması, aracıların etkisini azaltır.
Marketlerle Doğrudan Anlaşmalar: Üreticiler, büyük perakende zincirleriyle doğrudan anlaşmalar yaparak ürünlerini daha hızlı ve uygun maliyetle tüketiciye ulaştırabilir.
- Yerel Üretim ve Tüketimin Desteklenmesi
Yerel Pazarlama Kampanyaları: Yerel et üreticilerinin ürünlerini tanıtması ve tüketiciye ulaştırması için devlet destekli kampanyalar düzenlenmelidir.
Küçük Çiftliklerin Desteklenmesi: Yerel et üretimini artıracak teşvikler sağlanmalı ve bu çiftliklerin tüketiciye doğrudan ulaşması için özel projeler geliştirilmelidir.
- Fiyatlandırma ve Destek Politikaları
Tavan Fiyat Uygulamaları: Et fiyatlarının tüketiciyi zorlamaması için tavan fiyat politikaları uygulanabilir. Ancak bu uygulama, üreticiyi mağdur etmeden yapılmalıdır.
Vergi İndirimi: Et üretiminde kullanılan yem, enerji ve diğer girdilerdeki KDV oranlarının düşürülmesi, maliyetlerin azalmasını ve tüketici fiyatlarının dengelenmesini sağlar.
KDV Muafiyeti: Özellikle doğrudan üreticiden alınan et ürünlerinde vergi muafiyeti uygulanabilir.
- Dijitalleşmenin Kullanımı
Akıllı Lojistik Sistemleri: Etin taşınmasında dijital teknolojiler kullanılarak rotalar optimize edilebilir ve maliyetler düşürülebilir.
Dijital İzlenebilirlik: Et ürünlerinin üretimden tüketiciye kadar tüm aşamaları dijital olarak izlenebilir hale getirilmeli. Bu, hem üreticinin hem de tüketicinin güvenini artırır.
Et hayvancılığında sürdürülebilirliği sağlamak, hem üreticilerin kârlılığını artırmak hem de tüketicilerin kaliteli ürüne uygun fiyatla erişimini sağlamak için çok boyutlu bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Üreticiden tüketiciye uzanan zincirdeki sorunların çözümü, tüm paydaşların iş birliğiyle mümkündür. Yukarıda sıralanan çözümler, et tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve maliyetlerin azaltılması için önemli bir rehber niteliği taşımaktadır.