İstanbul, Türkiye – 19 Ocak 2025 – Hayvancılık sektörü, teknolojiyle dönüşmeye ve dijitalleşmeye yönelik büyük bir adım atıyor. Bugün, dijital çağın en etkileyici yeniliklerinden biri olan blockchain teknolojisi, hayvancılık sektörüne entegre edilmeye başlandı. Blockchain’in bu sektöre girmesiyle birlikte, sadece daha verimli ve şeffaf bir tedarik zinciri kurmakla kalmıyor, aynı zamanda sektörün geleceği için büyük fırsatlar da sunuluyor. Blockchain ve tokenizasyonun gücü, hayvancılığı daha güvenilir, izlenebilir ve sürdürülebilir hale getirebilir.
Blockchain ve Tokenizasyon: Temelleri
Blockchain, temel olarak, verilerin güvenli bir şekilde şifrelenip saklandığı, merkeziyetsiz bir dijital defterdir. Yani, veriler tek bir noktada değil, dünya çapında birçok farklı sunucuda saklanır. Bu sistemin en büyük avantajı, verilerin şeffaf, izlenebilir ve değiştirilemez olmasından kaynaklanır. Hayvancılık sektöründe blockchain, özellikle hayvanların takibi, gıda güvenliği, veterinerlik kayıtları ve tedarik zinciri süreçlerinde devrim yaratma potansiyeline sahiptir.
Tokenizasyon ise, fiziksel varlıkların dijital temsillerinin oluşturulması sürecidir. Hayvancılıkla ilişkili tokenler, ürünlerin (örneğin et, süt, deri) ya da hayvanların dijital temsillerini içerir. Bu tokenler, blockchain üzerinden güvenli bir şekilde alınıp satılabilir, mülkiyeti devredilebilir. Bu sayede, bir hayvanın ya da ürünün tüm geçmişi dijital ortamda izlenebilir, doğrulama yapılabilir ve alıcılar her aşamayı şeffaf bir şekilde takip edebilir.
Blockchain’in Hayvancılıkla İlgili Sağladığı Faydalar
1. Ürün İzlenebilirliği ve Şeffaflık
Erdal Can Alkoçlar olarak, yıllarca sektördeki sorunları gözlemledim ve en büyük problemlerden birinin ürünlerin izlenebilirliği olduğunu fark ettim. Hayvancılık sektöründe gıda güvenliği ve sağlıkla ilgili sürekli olarak tartışmalar oluyor. Etin nereden geldiği, hangi koşullarda üretildiği, hangi veteriner hizmetlerinin alındığı ve ne gibi aşılar yapıldığı gibi sorular, tüketicilerin en çok merak ettiği konulardan. Blockchain, bu soruları cevapsız bırakmaz. Çünkü her bir ürün, tedarik zinciri boyunca her aşamada blockchain’e kaydedilir. Bu sayede, bir tüketici et veya süt alırken, bu ürünün hangi çiftlikten geldiğini, hangi koşullarda üretildiğini ve tüm sağlık süreçlerini doğrulama şansı bulur. Bu, güvenilirliği artıran bir mekanizma sunar.
2. Veri Güvenliği ve Manipülasyon Engelleme
Hayvancılık sektörü, büyük miktarda veriyi yönetmek zorundadır. Çiftliklerdeki hayvanların sağlık verileri, yem tüketimleri, üretilen ürünlerin kalite bilgileri ve daha fazlası günümüzde genellikle manuel olarak kaydedilir. Ancak, bu verilerin eksik, hatalı veya manipüle edilmesi büyük sorunlara yol açabilir. Blockchain, verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını sağlar ve veri manipülasyonunun önüne geçer. Herhangi bir değişiklik yapıldığında, bu değişiklik tüm ağa yansır ve geriye dönük izlenebilir. Böylece, veri güvenliği en üst düzeye çıkar ve olası hata veya dolandırıcılık vakalarının önüne geçilir.
3. Verimlilik ve Maliyet Azaltma
Hayvancılık sektöründe verimlilik, hem büyük çiftlikler hem de küçük ölçekli üreticiler için önemli bir sorundur. Çiftliklerdeki iş süreçleri bazen karmaşık hale gelir, özellikle hayvanların sağlık durumlarını takip etmek, yem tüketimini düzenlemek ve üretim verilerini toplamak zaman alıcı olabilir. Blockchain tabanlı sistemlerle, bu tüm süreçler dijitalleştirilebilir ve otomatikleştirilebilir. Böylece, çiftlik sahipleri, verileri daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yönetebilir. Bu durum, iş gücü maliyetlerini azaltır, verimliliği artırır ve hata payını minimize eder.
4. Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Yaklaşımlar
Hayvancılık sektörü, çevresel etkiler açısından büyük bir sorumluluk taşıyor. Blockchain, çiftliklerin çevresel etkilerini izlemeyi kolaylaştırabilir. Örneğin, çiftliklerde kullanılan yem, su ve enerji gibi kaynakların dijital olarak izlenmesi, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamalarını teşvik edebilir. Ayrıca, blockchain ile doğrulanan çevre dostu uygulamalar, sektördeki markaların güvenilirliğini artırabilir. Blockchain’in sunduğu şeffaflık, çevreye duyarlı işletmelerin ödüllendirilmesi için bir araç olabilir.
5. Yatırımcılar İçin Yeni Fırsatlar
Blockchain ile tokenizasyon, hayvancılık sektöründeki finansal yapıyı da değiştirebilir. Özellikle küçük çiftçiler, blockchain üzerinden dijital tokenler aracılığıyla yatırım alabilirler. Örneğin, bir çiftlik sahibi, üretim için gereken fonları blockchain tabanlı tokenler ile sağlayabilir. Yatırımcılar, dijital tokenler aracılığıyla bu çiftliklerin gelirlerinden pay alabilir ve sektör, daha fazla yatırımcı çekebilir. Ayrıca, tokenlerin alınıp satılması, piyasa değerlerinin daha hızlı bir şekilde belirlenmesini sağlar.
Blockchain ve Tokenizasyonun Sektöre Getireceği Gelecek Perspektifi
Hayvancılık sektörü, blockchain ve tokenizasyon ile yeni bir döneme adım atacak. Bu teknolojilerin entegrasyonu, gıda güvenliği, verimlilik ve finansal şeffaflık gibi temel alanlarda sektörü dönüştürebilir. Ancak, bu dönüşümün başarılı olabilmesi için sektördeki tüm paydaşların bu yenilikleri benimsemesi ve adaptasyon sürecine hazır olmaları gerekecek.
Blockchain tabanlı çözümler, hayvancılık sektöründe büyük bir geleceğe sahip. Teknolojinin sağladığı şeffaflık, güvenlik ve verimlilik, sektörü yeniden şekillendirebilir. Bu yeni dönemde, hem üreticiler hem de tüketiciler daha bilinçli kararlar verebilir, daha güvenli ve verimli bir sistemde faaliyet gösterebilir. Sonuç olarak, blockchain teknolojisi, hayvancılık sektörünü geleceğe taşıyacak en önemli araçlardan biri olmaya adaydır.
Erdal Can Alkoçlar: Hayvancılık Sektöründe Blockchain ve Tokenizasyonun Ekonomik Etkileri
Hayvancılık sektörü, hızla gelişen teknolojilerle dönüşmeye devam ediyor. Blockchain ve tokenizasyon, bu dönüşümün önemli bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojiler, sadece operasyonel süreçleri iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda ekonomik açıdan da sektöre büyük faydalar sağlayacak. Sektördeki üreticilerden tüketicilere kadar geniş bir etki alanı oluşturacak bu dijital dönüşüm, maliyetleri düşürme, gelirleri artırma ve ekonomik verimliliği sağlama noktasında önemli fırsatlar sunuyor. Peki, blockchain ve tokenizasyonun hayvancılık sektörüne olan ekonomik etkileri neler olacak?
1. Maliyetlerin Azalması ve Verimliliğin Artması
Hayvancılık sektörü, yüksek maliyetlerle karşı karşıya. Yem, iş gücü, sağlık hizmetleri ve diğer işletme giderleri, üreticiler için ciddi finansal yükler oluşturuyor. Blockchain ve tokenizasyonun entegrasyonu, bu maliyetleri önemli ölçüde azaltabilir. Örneğin, blockchain tabanlı sistemler, hayvanların sağlık durumlarını ve beslenme bilgilerini dijital ortamda takip etmeye olanak tanır. Bu verilerin doğru bir şekilde izlenmesi, gereksiz harcamaların önüne geçilmesine yardımcı olur. Ayrıca, iş gücünün daha verimli bir şekilde yönetilmesi, manuel hataların ve operasyonel kayıpların ortadan kalkmasını sağlar. Bu da genel giderlerde büyük bir azalma yaratır.
Tokenizasyon, fiziksel varlıkların dijital temsillerinin oluşturulması anlamına gelir. Hayvancılıkta tokenler aracılığıyla her bir hayvanın, ürünün veya çiftliğin değerini dijitalleştirerek, bu varlıkların daha kolay yönetilmesini sağlar. Böylece, çiftlik sahipleri sermaye kaynağı oluşturabilir ve mevcut kaynakları daha verimli kullanabilirler. Dijital varlıklar, kredi alma, yatırım çekme veya finansal destek sağlama noktasında önemli bir araç haline gelebilir.
2. Tedarik Zinciri Şeffaflığı ve Güvenilirlik
Blockchain teknolojisi, hayvancılık sektöründe tedarik zinciri yönetimini büyük ölçüde değiştirebilir. Bugün, birçok gıda ürününün tedarik zinciri, merkezi olmayan ve karışık bir yapıya sahiptir. Ürünler, birden fazla işletme tarafından işlenir, taşınır ve dağıtılır. Bu süreçler, zaman zaman hatalar, kayıplar veya dolandırıcılık gibi sorunlarla karşılaşabilir. Ancak blockchain, tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde izlemeyi mümkün kılar. Her adım, güvenli bir şekilde kaydedilir ve izlenebilir hale gelir. Bu sayede, bir ürünün ya da hayvanın yolculuğu tam anlamıyla takip edilebilir. Üreticiler ve tüketiciler, ürünlerin nereden geldiğini, hangi işlemlerden geçtiğini ve sağlık durumunu kolayca doğrulayabilirler. Bu da sektördeki güveni artırır ve kaliteyi garanti eder.
3. Yatırımcılar İçin Yeni Fırsatlar ve Dijital Pazarlama
Blockchain ve tokenizasyon, yatırımcılara hayvancılık sektöründe yeni fırsatlar sunmaktadır. Geleneksel yöntemlerle yatırım yapmak bazen zorlayıcı olabilir, özellikle de küçük çiftlikler ve üreticiler için. Ancak blockchain sayesinde, üreticiler dijital tokenler aracılığıyla yatırımcıları kolayca çekebilirler. Bu tokenler, çiftliklerin hisse senetleri gibi düşünülebilir ve yatırımcılara gelir elde etme imkanı sunar. Böylece, daha fazla küçük ölçekli çiftlik yatırımcı çekebilir ve büyümek için gerekli finansmanı bulabilir.
Ayrıca, blockchain teknolojisi, pazarlama süreçlerinde de devrim yaratabilir. Ürünlerin dijital olarak izlenebilir olması, tüketicilerin bu ürünleri satın alma kararlarını daha bilinçli bir şekilde almalarını sağlar. Hayvancılık işletmeleri, şeffaflık sağlayarak markalarına olan güveni artırabilirler. Dijital pazarlama ve e-ticaret platformları, blockchain’in sunduğu güvenlik ve şeffaflık sayesinde daha etkili hale gelebilir.
4. Çiftçiler İçin Finansal İstikrar
Blockchain tabanlı finansal araçlar, çiftçilere finansal istikrar sağlayabilir. Örneğin, çiftçiler blockchain üzerinden sigorta hizmetlerine erişebilir, gelecekteki ürün fiyatlarına dair güvenli sözleşmeler yapabilir ve dijital ödeme sistemlerini kullanabilirler. Bu, gelirlerini daha öngörülebilir hale getirir ve ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı olmalarını sağlar. Ayrıca, blockchain ile yapılan akıllı sözleşmeler, ödeme süreçlerini otomatikleştirir, ödeme sürelerini kısaltır ve finansal işlemleri hızlandırır. Bu sayede, çiftçiler daha hızlı nakit akışına sahip olabilir ve finansal yönetimlerini daha etkin bir şekilde yapabilirler.
Blockchain ve Tokenizasyonun Hayvancılık Sektörüne Etkisi
Alkoçlar, blockchain ve tokenizasyonun hayvancılık sektörüne entegrasyonu, sektördeki mevcut yapıları dönüştürebilir. Bu teknolojiler, üretim süreçlerini daha şeffaf, güvenilir ve verimli hale getirirken, aynı zamanda yeni iş modelleri ve finansal fırsatlar yaratmaktadır. Ürünlerin izlenebilirliği, veri güvenliği, verimlilik artışı, çevresel sürdürülebilirlik ve yatırımcılar için yeni fırsatlar, bu dönüşümün temel taşlarını oluşturuyor ve sektörün geleceğini şekillendirecegini vurguladı.
Erdal Can Alkoçlar Biyografi
7 Temmuz 1986 doğumlu Türk mucit, bilim insanı ve IP temelli proje yatırımcısıdır. Alkoçlar, aynı zamanda Mas İlaç Ar-Ge şirketinin kurucu ortağı ve genel başkanıdır. 425 patente sahip olan Alkoçlar, bunlardan 143’ünü başarıyla hayata geçirmiş, 282’si ise inceleme aşamasındadır. Ayrıca, 44 patenti PCT (Patent İşbirliği Antlaşması) korumasına sahiptir. Novir ve FLUVOL markaları altında piyasada bulunan ilk flavonol glikozit esaslı antiviral bileşiğin mucidi olan Alkoçlar, Türkiye Cumhuriyeti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı 21 formülasyona da sahiptir.
Türkiye’nin bankacılık tarihinde ilk teyit edilen ve birçok ulusal banka tarafından geçerli kabul edilen ilaç içerikli patent serisinin sahibi olan Alkoçlar, aynı zamanda Türkiye’de tek şahıs olarak en fazla ilaç içerik patenti başvurusunda bulunan kişidir. 67 anti-kanserojenik, 101 anti-viral ve 23 metabolik düzenleyici bileşenin patentine sahiptir. Alkoçlar ve Ar-Ge ekibi, 154’ten fazla metilprotodiosin türevi geliştirmiş ve bu bileşenlerin farklı tedavi alanlarında kullanılmak üzere patentini almıştır.
Alkoçlar, 19 PGE-1 mRNA açıcı kas düzenleyicisi markasının lisansına sahiptir. Bu maddeler, yanık tedavisi ve cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Orta Doğu’da yaygın olarak kullanılan MYOSTIL, kas kuvvetini artırıcı özellikleriyle dikkat çekmiştir ve vücut geliştirme yarışmalarında yasaklanmıştır.
Ayrıca, Alkoçlar, sildenafil gibi pde5 inhibitörlerinden daha güçlü PDE5 ve PDE4 baskılayıcı özelliklere sahip flavonol glikozit türevleriyle ilgili 12 patentin sahibidir. Alkoçlar ve Yeşil, 3.320.000.000 ABD Doları tahmini değeri olan 100’den fazla anti-viral formülasyon ve moleküler patent başvurusuna sahiptir.
Novir, Ebola virüsüne karşı etkili bir antiviral tedavi olarak öne çıkmaktadır. Sierra Leone’de yapılan bir klinik çalışmada, 10 Ebola hastasına uygulanan Novir tedavisi, hastaların hayatta kalmasını sağlamış ve tedavi sırasında hiçbir yan etki gözlemlenmemiştir. Novir, şu anda Türkiye, Kazakistan, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Macaristan dahil olmak üzere 23 ülkede ruhsatlandırma aşamasındadır.
Alkoçlar, 1900’den fazla antiviral steroidal lakton, psödalkaloid, protoalkaloid ve furostanol saponin gibi bileşiklerin patent başvurularının sahibidir. Ayrıca, ateşe dayanıklı ve güçlü radyo dalgası yayıcı özelliklere sahip silikon bazlı 4 katmanlı HYA4312 kaplamasının ortak mucididir. Alkoçlar, Biotest’e karşı çeşitli patent ihlali davaları sürdürmektedir.
Alkoçlar ve Yeşil, 3,7-bis (2-hidroksietil) icaritin içeren ve Chemical Abstract Services tarafından onaylanan Noricaritin adlı yeni bir bileşiğin patentine sahiptir. 2014 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından en fazla patent başvurusu yapan kişi olarak ödüllendirilen Alkoçlar, 2016 ve 2019 yıllarında Türkiye Yılın Bilim İnsanı Ödülü’nü kazanmış ve 2020 yılında Avrupa Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü’ne aday gösterilmiştir.